beka_endustriyel_mutfak_haber_2

Hijyen Ürünleriyle Kayıplar Telafi Ediliyor

Pandemi sürecinde otel, restoran, kafe ve barların uzun süre kapalı kalması endüstriyel mutfak ekipmanları sektörünü olumsuz etkiledi. Yurtiçi ve yurtdışı talebin azalması üretim kapasitesinin daralmasına yol açtı. Sektör bu süreçte yeni nesil hijyen ürünleri üretimine ağırlık vererek kayıplarını telafi ediyor.

Endüstriyel mutfak ekipmanları sektörü müşterilerinin yüzde 90’ını otel, restoran, kafe ve yemek sanayicileri oluşturuyor. Pandemiden en çok etkilenenler ise sektörün müşterileri oldu. 2020’nin ilk yarısında daralma yaşayan sektör, üçüncü ve dördüncü çeyrekte ihracata ağırlık vererek toparlanma sürecini hızlandırdı. Yeni hijyen standartlarıyla beraber ürünler geliştiren firmalar, hijyen kurallarının ön planda olduğu temassız mutfak cihazları, sese duyarlı fırın düğmeleri, bıçakları, tabakları saklayabilecek dolapların yanı sıra açık büfe ekipmanları da geliştiriyor. Sektörün 2019 yılı ihracatı 1,87 milyar dolar civarındayken 2020 Ocak–Aralık dönemi ihracatı ise 1,83 milyar dolar oldu. Sektör bu yıl ise 2 milyar doları geçmeyi hedefliyor.

ABD Pazarında Çin ile rekabet edecek

Ürettiği orta ve yüksek teknoloji cihazlarla dış ticaret fazlası veren sektör 150 ülkeye direkt ihracat gerçekleştiriyor. Türkiye endüstriyel mutfak sanayi, bugün dünya üzerindeki 5 ekol ülkeden biri olarak kabul ediliyor. Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TUSİD) Başkanı Güçlü Kaplangı, “İhracat hedeflerimiz arasında, dünyanın en büyük üreticisi olduğu kadar aynı zamanda en büyük pazarı olan ABD bulunuyor. Bugüne kadar yeterince odaklanamadığımız ABD pazarından daha fazla pay almak istiyoruz. Örneğin yıllık 76 milyar dolarlık endüstriyel mutfak ihracatı yapan Çin, bunun yüzde 60’ını ABD pazarına yapıyor. Bu pazarda Çin’le rekabet etmeyi planlıyoruz” dedi. “Otel, bar ve restoranlardaki kapanmalar, bu işletmelerin cirolarında çok büyük kayıplara neden oldu. Bu da yeni yatırımların durmasına, planlanan satın almaların ertelenmesine yol açtı” diyen Kaplangı, hammadde fiyatlarında suni bir artış yaşandığına da dikkat çekerek şöyle konuştu: “Fiyat artışının nereye doğru evrileceğini kestiremiyoruz. Bu süreçte hammadde sıkıntısı yaşamadık fakat artan fiyatlar maliyetleri yükseltti. Döviz kurlarının öngörülebilir olması halinde gelecekte de hammadde ve parça tedarikinde sektör olarak herhangi bir sorun yaşayacağımızı düşünmüyoruz.”

Öztiryakiler Yönetim Kurulu Üyesi Tahsin Öztiryaki ise, mart ayından buyana ara ara açılıp ara ara paket servis ile hizmet veren işletmelerin birçoğunun kapandığını ifade ederek, “Firmaların adaptasyonunda onları ihtiyaçlarına yönelik ürünler ile hızla cevap vererek iç piyasadaki hareketliliği canlı tutmaya gayret ettik fakat geçtiğimiz seneler ile arasında ciddi farklılıklar oldu. Ödeme esneklikleri sunarak onları mağdur etmemeye çalıştık” dedi. 2020’nin ilk iki çeyreğinde azalan üretim nedeniyle hammadde talebinin oldukça düştüğünü hatırlatan Öztiryaki, “Üçüncü çeyrekteki talep artışı ile hammadde fiyatlarında yaşanan dalgalanma üreticileri oldukça zorladı. Zaten dövizdeki değişkenlik, düşük satışlar nedeniyle fiyat dengesini korumakta zorlanan üreticiler hammaddeki fiyat artışıyla daha da zora girdi” ifadelerini kullandı.

Comments are closed.